İngilizce Past Modals Konu Anlatımı
Past Modals (geçmiş zamanlı yardımcı fiiller), geçmişteki eylemlerin olasılıklarını, ihtimallerini, yapılabilirliklerini veya isteksizliklerini ifade etmek için kullanılırlar. Bu yardımcı fiiller, geçmişte gerçekleşmiş olabilecek durumları veya gerçekleşmemiş olasılıkları aktarmada kullanılır.
Bu yardımcı fiilleri kullanarak oluşturulan cümlelerin genel yapısı: [Özne + Yardımcı Fiil + Fiil (V3) + Diğer Unsurlar]
1 “Have” Kelimesinin Fonksiyonu
Past Modals kapsamında “have,” geçmiş zamanlı yardımcı fiillerin bir parçası olarak kullanılır ve bu yardımcı fiillerle birlikte geçmişteki eylemlerin ihtimallerini, olasılıklarını veya isteksizliklerini ifade eder.
2 “Would Have + V3” (Geçmişte Olasılıklar)
“Would have,” geçmişte gerçekleşmemiş koşullu durumları ifade eder. Genellikle “If” (Eğer) cümleleri ile kullanılır.
Örnekler:
- If she had studied harder, she would have passed the exam. (Daha çok çalışmış olsaydı, sınavı geçerdi.)
- If I had known you were coming, I would have baked a cake. (Geleceğini bilseydim pasta yapardım.)
- He would have bought the car if he had enough money. (Yeterli parası olsaydı arabayı alırdı.)
- They would have won the game if they had played better. (Daha iyi oynasalardı, oyunu kazanırlardı.)
- If it had rained, the picnic would have been canceled. (Yağmur yağsaydı, piknik iptal edilirdi.)
3 “Could Have + V3” (Geçmişte Olasılıklar)
“Could have,” geçmişte gerçekleşebilmiş, ama gerçekleşmemiş olan durumları ifade eder. Olasılıklar hakkında konuşurken kullanılır.
Örnekler:
- She could have passed the test if she had studied more. (Daha fazla çalışmış olsaydı, sınavı geçebilirdi.)
- They could have caught the train if they had left earlier. (Daha erken çıksalardı, trene yetişebilirlerdi.)
- He could have finished the project sooner if he had worked harder. (Daha sıkı çalışmış olsaydı, projeyi daha erken bitirebilirdi.)
- If I had taken the job offer, I could have been living abroad now. (İş teklifini kabul etseydim, şimdi yurtdışında yaşayabilirdim.)
- We could have won the competition if we had practiced more. (Daha çok pratik yapmış olsaydık, yarışmayı kazanabilirdik.)
4 “Should Have + V3” (Geçmişte Öneriler ve Tavsiyeler)
“Should have,” geçmişte gerçekleşmesi gereken ama gerçekleşmemiş olan durumları ifade eder. Bir tür pişmanlık veya öneri içerebilir.
Örnekler:
- You should have called me if you were going to be late. (Geç kalacaksan bana aramalıydın.)
- She should have studied for the exam, but she didn’t. (Sınava çalışmalıydı ama yapmadı.)
- They should have listened to the weather forecast before planning the picnic. (Piknik planlamadan önce hava durumu tahminine kulak vermeliydiler.)
- I should have double-checked the address before sending the package. (Paketi göndermeden önce adresi tekrar kontrol etmeliydim.)
- He should have worn a coat; now he’s sick. (Mont giymeliydi; şimdi hasta oldu.)
5 “Needn’t Have Done + V3” (Geçmişte Gereksiz Yere Yapılan Eylemler)
“Needn’t have done,” geçmişte gereksiz yere yapılan bir eylemi ifade eder. Aslında yapılması gerekmeyen bir şeyin yapıldığını belirtir.
Örnekler:
- I needn’t have worried; the flight was delayed. (Endişelenmeme gerek yoktu; uçuş gecikti.)
- She needn’t have bought so much food; we couldn’t finish it. (Bu kadar çok yiyecek almamalıydı; bitiremedik.)
- He needn’t have taken an umbrella; it didn’t rain. (Şemsiye almasına gerek yoktu; yağmur yağmadı.)
- They needn’t have started early; the event got postponed. (Erken başlamalarına gerek yoktu; etkinlik ertelendi.)
- We needn’t have rushed; the meeting was canceled. (Acele etmemize gerek yoktu; toplantı iptal edildi.)
6 “Must Have + V3” / “Can’t Have + V3” (Geçmişte Tahmin ve Kesinlik)
“Must have v3,” geçmişte gerçekleşmiş olan bir durumun güçlü bir tahminini ifade eder. “Can’t have v3” ise geçmişte gerçekleşmemiş bir durumun kesin bir şekilde gerçekleşmediğini ifade eder.
Örnekler:
- She must have forgotten about the appointment; she’s not here. (Randevuyu unutmuş olmalı; burada değil.)
- He can’t have studied much; his test results are very low. (Çok çalışmış olamaz; test sonuçları çok düşük.)
- They must have gone to the party because I saw their car outside. (Partiye gitmiş olmalılar, çünkü arabalarını dışarıda gördüm.)
- It can’t have rained last night; the ground is dry. (Dün gece yağmur yağmamış olmalı; zemin kuru.)
- The restaurant must have been busy; we had to wait an hour for our food. (Restoranın yoğun olması gerekiyordu; yemeklerimiz için bir saat beklemek zorunda kaldık.)
7 “May Have + V3, Can Have + V3” (Geçmişte Olasılıklar)
“May have v3” ve “can have v3,” geçmişte gerçekleşmiş veya gerçekleşmemiş olasılıkları ifade eder.
Örnekler:
- She may have forgotten her keys at home; she can’t find them. (Anahtarlarını evde unutmuş olabilir; onları bulamıyor.)
- He may have already finished his work, so let’s call and check. (İşi zaten bitirmiş olabilir, arayıp kontrol edelim.)
- They can have missed the train because the schedule changed. (Treni kaçırmış olabilirler, çünkü saat değişti.)
- The package may have arrived while we were out. (Paket gelmiş olabilir, biz dışardayken.)
- He can have left early if he didn’t want to attend the meeting. (Toplantıya katılmak istemiyorsa erken ayrılmış olabilir.)