İngilizce Adjectives Adverbs Konu Anlatımı

İngilizcede sıfatlar (adjectives) ve zarflar (adverbs) oldukça önemli dilbilgisi kavramlarıdır. İşte bu iki konunun temel anlatımı:

Sıfatlar (Adjectives): Sıfatlar, isimleri (substantives/nouns) tanımlamak veya nitelendirmek için kullanılır. Bir nesnenin veya kişinin nasıl göründüğünü, ne tür olduğunu veya nasıl bir özelliğe sahip olduğunu belirtirler. İşte bazı örnek sıfatlar ve kullanımları:

  • Beautiful (Güzel): She has a beautiful smile. (O, güzel bir gülümsemeye sahip.)
  • Clever (Zeki): He is a clever student. (O, zeki bir öğrenci.)
  • Large (Büyük): The elephant is large. (Fil büyük.)
  • Red (Kırmızı): I bought a red dress. (Kırmızı bir elbise aldım.)
  • Delicious (Lezzetli): This cake is delicious. (Bu pasta lezzetli.)

Sıfatlar genellikle isimlerin önünde gelir, ancak bazı durumlarda isimlerin ardından da gelebilirler.

Zarflar (Adverbs): Zarflar, fiilleri, sıfatları veya diğer zarfları daha ayrıntılı bir şekilde açıklamak için kullanılır. Bir eylemin nasıl gerçekleştiğini, bir sıfatın ne kadar olduğunu veya başka bir zarfı ne şekilde etkilediğini belirtirler. İşte bazı örnek zarflar ve kullanımları:

  • Quickly (Hızlı bir şekilde): She ran quickly to catch the bus. (O, otobüsü yakalamak için hızlıca koştu.)
  • Very (Çok): The movie was very interesting. (Film çok ilginçti.)
  • Carefully (Dikkatlice): He read the instructions carefully. (O, talimatları dikkatlice okudu.)
  • Well (İyi bir şekilde): She plays the piano well. (O, piyano çalmada iyi.)
  • Quietly (Sessizce): Please, speak quietly in the library. (Lütfen, kütüphanede sessizce konuşun.)

Zarflar genellikle fiillerin veya sıfatların yanında yer alırlar ve bu şekilde cümlenin anlamını daha detaylı bir şekilde belirtirler.

Ayrıca, bazı sıfatlar aynı zamanda zarf olarak da kullanılabilir. Örneğin:

  • Fast (Hızlı): He runs fast. (O, hızlı koşar.) [Zarf olarak kullanım]
  • Hard (Zorlu): She works hard. (O, sıkı çalışır.) [Zarf olarak kullanım]

İngilizcede sıfatlar ve zarfların kullanımı cümlenin anlamını daha zengin ve açık hale getirir. Bu nedenle, bu kavramları doğru bir şekilde anlamak ve kullanmak yazılı ve sözlü iletişimde önemlidir.

Adjectives – En Çok Kullanılan Sıfatlar:

  1. Big (Büyük)
  2. Small (Küçük)
  3. Good (İyi)
  4. Bad (Kötü)
  5. New (Yeni)
  6. Old (Eski)
  7. Young (Genç)
  8. Happy (Mutlu)
  9. Sad (Üzgün)
  10. Beautiful (Güzel)
  11. Ugly (Çirkin)
  12. Rich (Zengin)
  13. Poor (Yoksul)
  14. Fast (Hızlı)
  15. Slow (Yavaş)
  16. Hot (Sıcak)
  17. Cold (Soğuk)
  18. Strong (Güçlü)
  19. Weak (Zayıf)
  20. Hard (Zorlu)
  21. Easy (Kolay)
  22. Expensive (Pahalı)
  23. Cheap (Ucuz)
  24. Tall (Uzun)
  25. Short (Kısa)
  26. Heavy (Ağır)
  27. Light (Hafif)
  28. Full (Dolu)
  29. Empty (Boş)
  30. Clean (Temiz)
  31. Dirty (Kirli)
  32. Wet (Islak)
  33. Dry (Kuru)
  34. Dark (Karanlık)
  35. Light (Işık)
  36. Simple (Basit)
  37. Complicated (Karmaşık)
  38. Nice (Hoş)
  39. Mean (Kaba)
  40. Friendly (Arkadaşça)
  41. Unfriendly (Dostça olmayan)
  42. Brave (Cesur)
  43. Cowardly (Korkak)
  44. Honest (Dürüst)
  45. Dishonest (Dürüst olmayan)
  46. Polite (Kibar)
  47. Rude (Kaba)
  48. Happy (Mutlu)
  49. Unhappy (Mutlu olmayan)
  50. Busy (Meşgul)
  51. Quiet (Sessiz)
  52. Loud (Yüksek sesli)
  53. Clean (Temiz)
  54. Dirty (Kirli)
  55. Tired (Yorgun)
  56. Energetic (Enerjik)
  57. Sick (Hasta)
  58. Healthy (Sağlıklı)
  59. Sweet (Tatlı)
  60. Sour (Ekşi)
  61. Bitter (Acı)
  62. Salty (Tuzlu)
  63. Soft (Yumuşak)
  64. Hard (Sert)
  65. Fresh (Taze)
  66. Stale (Bayat)
  67. Noisy (Gürültülü)
  68. Quiet (Sessiz)
  69. Boring (Sıkıcı)
  70. Interesting (Ilginç)
  71. Difficult (Zor)
  72. Easy (Kolay)
  73. Dangerous (Tehlikeli)
  74. Safe (Güvenli)
  75. Beautiful (Güzel)
  76. Ugly (Çirkin)
  77. Delicious (Lezzetli)
  78. Disgusting (Iğrenç)
  79. Heavy (Ağır)
  80. Light (Hafif)
  81. Modern (Modern)
  82. Ancient (Antik)
  83. Shiny (Parlak)
  84. Dull (Mat)
  85. Soft (Yumuşak)
  86. Hard (Sert)
  87. Big (Büyük)
  88. Small (Küçük)
  89. Expensive (Pahalı)
  90. Cheap (Ucuz)

Adverbs – En Çok Kullanılan Zarflar:

  1. Quickly (Hızlı bir şekilde)
  2. Slowly (Yavaşça)
  3. Very (Çok)
  4. Really (Gerçekten)
  5. Well (İyi bir şekilde)
  6. Badly (Kötü bir şekilde)
  7. Often (Sık sık)
  8. Sometimes (Ara sıra)
  9. Always (Her zaman)
  10. Never (Asla)
  11. Here (Burada)
  12. There (Orada)
  13. Now (Şimdi)
  14. Later (Sonra)
  15. Early (Erken)
  16. Late (Geç)
  17. Soon (Yakında)
  18. Always (Her zaman)
  19. Usually (Genellikle)
  20. Rarely (Nadiren)
  21. Really (Gerçekten)
  22. Almost (Neredeyse)
  23. Quite (Oldukça)
  24. Too (Çok fazla)
  25. Enough (Yeterince)
  26. Hard (Zor bir şekilde)
  27. Easily (Kolayca)
  28. Daily (Günlük)
  29. Frequently (Sık sık)
  30. Rarely (Nadiren)
  31. Suddenly (Aniden)
  32. Gradually (Kademeli olarak)
  33. Always (Her zaman)
  34. Never (Asla)
  35. Really (Gerçekten)
  36. Absolutely (Kesinlikle)
  37. Definitely (Kesinlikle)
  38. Possibly (Olabilir)
  39. Surely (Kesinlikle)
  40. Honestly (Dürüstçe)
  41. Carefully (Dikkatlice)
  42. Quickly (Hızlı bir şekilde)
  43. Quietly (Sessizce)
  44. Loudly (Yüksek sesle)
  45. Cautiously (Dikkatlice)
  46. Boldly (Cesurca)
  47. Anxiously (Endişeli bir şekilde)
  48. Happily (Mutlu bir şekilde)
  49. Nervously (Sinirli bir şekilde)
  50. Gently (Nazikçe)
  51. Quietly (Sessizce)
  52. Swiftly (Hızlı bir şekilde)
  53. Patiently (Sabırla)
  54. Sincerely (Samimiyetle)
  55. Joyfully (Sevinçle)
  56. Silently (Sessizce)
  57. Briefly (Kısaca)
  58. Honestly (Dürüstçe)
  59. Swiftly (Hızlı bir şekilde)
  60. Loudly (Yüksek sesle)
  61. Quietly (Sessizce)
  62. Patiently (Sabırla)
  63. Gently (Nazikçe)
  64. Quickly (Hızlı bir şekilde)
  65. Cautiously (Dikkatlice)
  66. Nervously (Sinirli bir şekilde)
  67. Eagerly (Hevesle)
  68. Briskly (Canlı bir şekilde)
  69. Steadily (Düzenli bir şekilde)
  70. Enthusiastically (Hevesle)
  71. Easily (Kolayca)
  72. Abruptly (Aniden)
  73. Fiercely (Şiddetle)
  74. Gracefully (Zarifçe)
  75. Grimly (Ciddiyetle)
  76. Happily (Mutlu bir şekilde)
  77. Loudly (Yüksek sesle)
  78. Slowly (Yavaşça)
  79. Softly (Yumuşakça)
  80. Sadly (Üzgün bir şekilde)
  81. Warmly (Sıcak bir şekilde)
  82. Lightly (Hafifçe)
  83. Roughly (Kaba bir şekilde)
  84. Kindly (Nazikçe)
  85. Honestly (Dürüstçe)
  86. Cautiously (Dikkatlice)
  87. Joyfully (Sevinçle)
  88. Quietly (Sessizce)
  89. Angrily (Kızgın bir şekilde)
  90. Openly (Açıkça)

Adjectives – Karışık Örnek Cümleler

  1. Big (Büyük): The elephant is big. (Fil büyük.)
  2. Small (Küçük): The cat is small. (Kedi küçük.)
  3. Good (İyi): She is a good singer. (O iyi bir şarkıcı.)
  4. Bad (Kötü): It was a bad movie. (Bu kötü bir filmdi.)
  5. New (Yeni): I bought a new car. (Yeni bir araba satın aldım.)
  6. Old (Eski): The book is very old. (Kitap çok eski.)
  7. Young (Genç): The young boy is playing in the park. (Genç çocuk parkta oynuyor.)
  8. Happy (Mutlu): She is always happy. (O her zaman mutlu.)
  9. Sad (Üzgün): He looks sad today. (Bugün üzgün görünüyor.)
  10. Beautiful (Güzel): The sunset is so beautiful. (Günbatımı çok güzel.)
  11. Ugly (Çirkin): The old building is quite ugly. (Eski bina oldukça çirkin.)
  12. Rich (Zengin): He is a rich businessman. (O zengin bir işadamı.)
  13. Poor (Yoksul): The poor family struggles to make ends meet. (Yoksul aile geçinmekte zorlanıyor.)
  14. Fast (Hızlı): The cheetah is a fast runner. (Çita hızlı bir koşucudur.)
  15. Slow (Yavaş): The turtle is slow. (Kaplumbağa yavaş.)
  16. Hot (Sıcak): The coffee is too hot to drink. (Kahve içmek için çok sıcak.)
  17. Cold (Soğuk): The ice cream is cold. (Dondurma soğuk.)
  18. Strong (Güçlü): He is a strong athlete. (O güçlü bir sporcu.)
  19. Weak (Zayıf): His illness has left him weak. (Hastalığı onu zayıf bıraktı.)
  20. Hard (Zorlu): The exam was really hard. (Sınav gerçekten zordu.)
  21. Easy (Kolay): Cooking this recipe is easy. (Bu tarifi yapmak kolay.)
  22. Expensive (Pahalı): The designer dress is expensive. (Tasarım elbise pahalı.)
  23. Cheap (Ucuz): This store sells cheap shoes. (Bu mağaza ucuz ayakkabılar satıyor.)
  24. Tall (Uzun): The giraffe is very tall. (Zürafa çok uzun.)
  25. Short (Kısa): He is quite short for his age. (Yaşı için oldukça kısa.)
  26. Heavy (Ağır): The box is too heavy to lift. (Kutu kaldırmak için çok ağır.)
  27. Light (Hafif): The feather is very light. (Tüy çok hafif.)
  28. Full (Dolu): The glass is full of water. (Bardak su dolu.)
  29. Empty (Boş): The room is completely empty. (Oda tamamen boş.)
  30. Clean (Temiz): The kitchen is clean after cleaning. (Mutfak temizlikten sonra temiz.)

Adverbs – Karışık Örnek Cümleler

  1. Quickly (Hızlı bir şekilde): She finished her homework quickly. (O, ödevini hızlı bir şekilde bitirdi.)
  2. Slowly (Yavaşça): The turtle walks slowly. (Kaplumbağa yavaşça yürür.)
  3. Very (Çok): The movie was very exciting. (Film çok heyecan vericiydi.)
  4. Really (Gerçekten): I really enjoyed the concert. (Konseri gerçekten beğendim.)
  5. Well (İyi bir şekilde): He speaks English very well. (O, İngilizceyi çok iyi konuşur.)
  6. Badly (Kötü bir şekilde): She hurt her knee badly. (Dizini kötü bir şekilde incitti.)
  7. Often (Sık sık): They go to the beach often. (Onlar sık sık sahile giderler.)
  8. Sometimes (Ara sıra): Sometimes I like to stay home and read. (Ara sıra evde kalmayı ve okumayı severim.)
  9. Always (Her zaman): She always arrives on time. (O her zaman zamanında gelir.)
  10. Never (Asla): He never eats meat. (O, asla et yemez.)
  11. Here (Burada): Come here and sit next to me. (Buraya gel ve yanıma otur.)
  12. There (Orada): The bookstore is over there. (Kitapçı orada.)
  13. Now (Şimdi): I’m busy right now. (Şu anda meşgulüm.)
  14. Later (Sonra): We can discuss it later. (Sonra bunu tartışabiliriz.)
  15. Early (Erken): He woke up early in the morning. (O sabah erken kalktı.)
  16. Late (Geç): She arrived late for the meeting. (Toplantıya geç geldi.)
  17. Soon (Yakında): The concert will start soon. (Konser yakında başlayacak.)
  18. Usually (Genellikle): I usually have cereal for breakfast. (Genellikle kahvaltıda tahıl yerim.)
  19. Rarely (Nadiren): He rarely goes to the gym. (O nadiren spor salonuna gider.)
  20. Really (Gerçekten): I really want to visit that museum. (Gerçekten o müzeyi ziyaret etmek istiyorum.)
  21. Almost (Neredeyse): I’m almost finished with the project. (Projeyi neredeyse bitirdim.)
  22. Quite (Oldukça): The movie was quite interesting. (Film oldukça ilginçti.)
  23. Too (Çok fazla): The soup is too hot to eat. (Çorba yemek için çok sıcak.)
  24. Enough (Yeterince): There is enough food for everyone. (Herkes için yeterince yiyecek var.)
  25. Hard (Zor bir şekilde): She worked hard to complete the assignment. (Görevi tamamlamak için sıkı çalıştı.)
  26. Easily (Kolayca): He solved the puzzle easily. (Bulmacayı kolayca çözdü.)
  27. Daily (Günlük): He reads the newspaper daily. (O, günlük gazeteyi okur.)
  28. Frequently (Sık sık): She visits her grandparents frequently. (Büyük ebeveynlerini sık sık ziyaret eder.)
  29. Rarely (Nadiren): They rarely eat out at restaurants. (Restoranda nadiren yemek yerler.)
  30. Suddenly (Aniden): The lights went out suddenly. (Işıklar aniden söndü.)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu